12 Temmuz 2007

Ulu Camii

Bu aralar canım hiç bir şey yapmak istemiyor işin açığı. Ne bilgisayarla haşır neşir olmayı, ne de başka bir şey. Sanırım havaların sıcaklığı beni oldukça etkiledi. Ama yeter artık. Olmuyor böyle canım.
Sizlere daha öncede bahsetmiştim Bursa'ya gittiğimizi. Orada Ulu Cami’yi gezmiştik. Ama bu son gidişimizde annem de yanımızdaydı. Annem tam 53 sene önce gitmiş buraya. Nasip oldu bunca sene sonra tekrar gezmek. Camileri gezmek insana başka bir huzur veriyor. Hele gezdiğiniz cami bunun gibi haşmetli olursa. Ama ne yazık ki anlatamadığım ve beni son derece rahatsız eden bir koku var içeride. Bu koku da sanırım, içerisinde alınan abdestten sonra kurulanmayan ayaklarla gezinmekten kaynaklanıyor. Abdest alan erkekler elbette yanlarında havlu taşısınlar demiyorum ama bu koku insanı bayağı rahatsız ediyordu. Rutubet desem değil. Bilemedim yani. Nasıl bir çare getirilir, yorum yok bu konuda.

Ama içerideki yazıların güzelliği anlatılmaz. Herkesin bir kere mutlaka görmesi gereken bir yer diye düşünüyorum. Türkiye'deki camiler arasında şadırvanı içinde olan tek cami özelliğini taşıyor. Ve şadırvandan akan suyun çıkarmış olduğu ses duvarlarda çok değişik bir eko yapıyor. Camii de şu anda restore çalışmaları sürdürülüyor. Aşağıda sizlere sadece çektiğim resimleri yayınlayacağım. Resim altlarına herhangi bir yazı yazmayayım dedim. Bu nedenle tüm hissettiklerimi burada noktalayayım. Umarım bir daha ki postu bu kadar geçe bırakmam. Hepiniz sağlıcakla kalın.







16 yorum:

Annelog Atölye dedi ki...

Çok güzel gerçekten, umarım değeri bilinmeyen tüm eserlere de gereken özen gösterilir.

uykucu dedi ki...

bende abimler bursada otururken bursanın hemen hemen tüm tarihi camilerini gezip bir dosya hazırlamıştım, mastırımı sanat tarihi üzerinde yapacaktım sonra vazgeçmiştim ve en kötüsü o dosya kayıp.ve ulu caminede ramazanda geceden gidip sahura kadar içerde oturup dua etmiştik.büyülü bir havası var .o koku olayını hiç hatırlamıyorum ama bazı eski yapılarda nemden kaynalanan koku olması muhtemel, zaten içerideki şadırvanda sürekli nem yapıyor.tabiki ayak yıkama ve nemli gezme olayıda etken olabilir .havlu taşımayı bırak temiz çorap giyseler yeter .
resimler süper.

PERİLİ KÖŞK dedi ki...

yıllar önce gezmiştim ,ve o kadar yıl geçmesine rağmen aldığım hazzı unutmadım ,sende bana yeniden hatırlattığın için çok teşekkürler....

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Ben, eski eserleri gezerken, neden böyle yapılar oluşturulamıyor artık diye düşünmeden edemiyorum. Teknoloji, mimarlık, bilim hepsi daha ileride. Hem de çok çok ileride. Peki eksik olan ne?:((

Bocuruk dedi ki...

Annemin bir arkadaşı geçenlerde sadece camilerini gezmek üzere bir İstanbul seyahati yaptı. Anneciğim de o kadar özenmiş ki. Keşke yeterince zamanım ve param olsaydı da ben de annemi götürseydim dedim kendi kendime. Bursa da camileri açısından zengin bir il değil mi? Ne güzel gezmişsiniz. Camiler bana da çok huzur verir. Ama dediğin o koku hepsinde olur nedense. Bazı camilere galoşlarla giriliyor diye duymuştum. Bu çözüm olur belki.
Sevgilerimle...

BALDAN TATLI dedi ki...

Sevgili Annelog; bizler maalesef elimizde olnın değerini anca kaybedince anlıyabiliyoruz. Neden bunu bende bilmiyorum.

Sevgili Figen resimleri beğendiğine sevindim.Resim çok olunca anca küçültüpte yayınlıyabildim.

Sevili Perili Köşk alınan tad hep aynı kalıyor bu çok önemli değil mi?

Sevgili Fikriminincegülü; yapılamıyor çünkü artık bir Mimar Sinan yaşamıyor da ondan. Bilmem bilirmisin? Mimar Sinan eserlerini yaparken kullandığı harcın içine yumurta akı koyarmış. Böyle oluncada depremler bile yıkamıyor. Bazen teknoloji solda sıfır kalıyor.

Sevgili Bocuruk; evet Bursa camiler açısından bayağı zengin.Camiyi turistik amaçla gezmek için galoş iyi bir seçim olabilir bence de.

Adsız dedi ki...

aaa biz de bu yakinlarda bursaya gitmek istiyorduk, toparlanir toparlanmaz, biraz kendimize gelelim, hamburgda cok yakin bir dostumuz vefaat etmisti, dogdugu topraklarda yatiyor simdi, onu ziyaret icin! ulu camiyi de senin yorumlarin aklimda olarak gezerim :)

zeynep dedi ki...

uzun yıllar oldu bursaya gitmeyeli. inşallah bize de nasip olur gitmek:)

Adsız dedi ki...

övünerek söylüyorum ki;

RESTARASYONUNU BABAM YAPTI.

Kendisi İznik Çini Vakfı danışmanı türkiye kültür elçisidir ayrıca mar ünv güzel sanatlardan 2 ay önce emekli olmuş şu an ise haliç ünvde plastik sanatlar bölümünü kurmaktadır :)

BALDAN TATLI dedi ki...

Sevgili Rahşan; eğer Bursa'ya uğrıyacaksanız ve ipekli seviyorsan mutlaka ve mtlaka uğraman gereken tek yer Koza Han. Burası Ulu Camiye çok yakın ve inanılmaz güzellikte ipekler var. Koza Han'da Aybil İpek'ten alışveriş yapmanı tavsiye ederim. Ama mutlaka pazarlık yap.

Zeynepcim bebişin büyüsün biraz gitmeni tavsiye ederim.

Sevgili Eda; ne mutlu sana. Anlaşılan yaratıcılığın babadan geliyor. Güzel Sanatların bir kolundan sanada bulaşmış. Ama restorasyon hala devam ediyor hayatım.

Adsız dedi ki...

Evet hayatım ; Daha bitmedi Devam ediyor.. Benim bahsettiğim Bütün Çinilerin Restorasyonu. Öptüm Çoook :):)

Adsız dedi ki...

Bizim memlekete gelmişsin yani :)

Emir Sultan'ı ziyaret etmeden gitmemişsindir inşallah. Orası da ayrı bir güzeldir.

Calimero Mutfakta dedi ki...

Ulu Cami ve Bursa.. bana hep cok sevdigim can dostumla burda gezilerimi hatirlatir..

kakaolusevgi dedi ki...

bizim MEMELEKETE GELMİŞSİNİZ.NE GÜZEL.GERÇEKTEN GZÜEL BİR CAMİDİR ULUCAMİ.YİNE BEKLERİZ :))

Adsız dedi ki...

Merhaba..
Ben Bursalıyım ve Ulacaminin Hayranıyım..
Ulu camide O bahsettiğiniz koku yeni türedi rutubet kokusunu andırıyor..
Daha evvel yoktu.. bu tamirat sebebiylede gelmiş olabilir kapılar kapalı kalıyor..
inşaallah geçer..
selam sevgiler..
Cevat Çeliker

Adsız dedi ki...

muhteşem...