21 Temmuz 2007

Tatil Geldi Hoş Geldi

Efendim; tatil tatil dedim sonunda ucundan kıyısından yakaladım sanırım. Yaklaşık 15 gün kadar yokum. Herkes kendine iyi baksın ve sevgiyle kalsın. Ama bu arada son yaptığım tepsi ve peçeteliği sizlerle paylaşmazsam olmaz.


Bu yaptıklarımın hepsi hediye. Önemli olan insanları sevindirmek değil mi?. Ahşap boyama bilenler bilir. Teknik olarak peçete tekniği. Merak edenler olursa nasıl yaptığımı, tatil dönüşü ayrıntıları ile anlatırım. Ben yokum diye bloğuma yorumlarınızı yazmamazlık etmeyin lütfen. Haberlerini alıcam çünkü...













12 Temmuz 2007

Ulu Camii

Bu aralar canım hiç bir şey yapmak istemiyor işin açığı. Ne bilgisayarla haşır neşir olmayı, ne de başka bir şey. Sanırım havaların sıcaklığı beni oldukça etkiledi. Ama yeter artık. Olmuyor böyle canım.
Sizlere daha öncede bahsetmiştim Bursa'ya gittiğimizi. Orada Ulu Cami’yi gezmiştik. Ama bu son gidişimizde annem de yanımızdaydı. Annem tam 53 sene önce gitmiş buraya. Nasip oldu bunca sene sonra tekrar gezmek. Camileri gezmek insana başka bir huzur veriyor. Hele gezdiğiniz cami bunun gibi haşmetli olursa. Ama ne yazık ki anlatamadığım ve beni son derece rahatsız eden bir koku var içeride. Bu koku da sanırım, içerisinde alınan abdestten sonra kurulanmayan ayaklarla gezinmekten kaynaklanıyor. Abdest alan erkekler elbette yanlarında havlu taşısınlar demiyorum ama bu koku insanı bayağı rahatsız ediyordu. Rutubet desem değil. Bilemedim yani. Nasıl bir çare getirilir, yorum yok bu konuda.

Ama içerideki yazıların güzelliği anlatılmaz. Herkesin bir kere mutlaka görmesi gereken bir yer diye düşünüyorum. Türkiye'deki camiler arasında şadırvanı içinde olan tek cami özelliğini taşıyor. Ve şadırvandan akan suyun çıkarmış olduğu ses duvarlarda çok değişik bir eko yapıyor. Camii de şu anda restore çalışmaları sürdürülüyor. Aşağıda sizlere sadece çektiğim resimleri yayınlayacağım. Resim altlarına herhangi bir yazı yazmayayım dedim. Bu nedenle tüm hissettiklerimi burada noktalayayım. Umarım bir daha ki postu bu kadar geçe bırakmam. Hepiniz sağlıcakla kalın.







3 Temmuz 2007

Kınık Festivali

Sanırım biraz ara verdim. Annem yanımdaydı ve O buradayken maalesef bilgisayarın başına oturamıyorum. Oldum olası zaten sevmez. Neyse annemi yolcu ettik ve hafta sonu tatilini eşimin köyünde geçirdikten sonra vakit bulup oturdum ve klavyemi tıkırdatmaya başladım.

Eşimin annesi Bilecik ili Pazaryeri Kasabası Dereköy Köyünde. Yazları burada geçiriyorlar. Kışları Eskişehir'deler. Bizde hafta sonu tatilimizi geçirmek için gidelim dedik. Şansımıza yakın köylerden olan Kınık’ta 30 Haziran’da Çömlekçilik Festivali varmış. Sizlerde duymuşsunuzdur belki bu köyün adını. Kınık Köyü’nün çok büyük bir kısmı Bulgaristan göçmeni. Çömlekçiliği de oralardan getirmişler. Atadan yapıyorlar bu işi.

Köy meydanına Festival için ayırmışlar. Ama işin açığı bana pek tad vermedi. Yalnız tesadüf eseri bir atölye ye girdik ve iyiki de girmişiz. Burası Özdemir Seramik. Sahibi bize hem atölye’yi gezdirdi, hem de bu çömleklerin nasıl yapıldığı hakkında bilgi aktardı.











Yukarıda görünen ilk makina, toplanan toprağı ilkönce eziyor ve içerisindeki çakılları ezmeye başlıyor. Sonrasında da ikinci makinanın ağzından ezilmiş ve kullanılabilecek şekilde boru şeklinde çıkartıyor. Hamur haline gelen çamur beklemeye alınıyor ve kendine özel havuzunda dinleniyor.











Sonrasında çamura elle şekil verilecek olan bölüme geçiliyor ve işte sanat başlıyor. Yaratıcılık. Çamura ne istiyorsan şekil vermek sana kalmış. Çamurun maharetli ellerde hayat bulması. Atölye sahibi bu aralar çömlekçiliğe ara vermiş. Çünkü elindeki ürünler bayağı fazla. Turistik yerlere satmaya çalışmış ama parasını tahsil edememiş. O'da kendi köyünde bunları pazarlıyor.

"Zaten beni bilen biliyor" diyor. Çok da konuşkan.













Yeniden hayat verilen çamurlar özel fırınlarında piştikten sonra, atölye sahibinin eşi süslemeleri yapıyor. Renklerle canlanıyor, pişen çamur.


















Ama bir şey itiraf etmeliyim. yapılan tüm ürünlerin, aynı şekilde süslemesi yapılyor. Yaratıcılık fazla göz önünde değil.

Bende süslenmemiş testi, ufak bir güveç , balık pişirmek için balık tepsisi ve de kül tablası aldım. Kül tablasını özellikle süslemek için düşündüm. Bakalım ortaya ne çıkacak bende daha bilmiyorum. İşte bendenizin hafta sonu tatilinden notlar. Hepiniz sağlıcakla kalın.