30 Aralık 2008
2009 MERHABA
16 Aralık 2008
Üç Aylık olmaya doğru
Berkeme gelince yavrum; okumayı sökmeye çalışıyor o da. Benimle ders çalışmak daha hoşuna gidiyor babadan ziyade. Bu nedenlede aşağıda gördüğünüz tablo yaşanıyor kimi zaman. Haa Altay'ı ayağımda görüpte böyle mi uyutuyorsun demeyin. Altay sadece oyun yapıyor bu halde uyumuyor. O'nun uyuma keyfi annenin ve babanın omzu. Hiç istememe rağmen kucakçı oldu. Neyse efendim Berkemin okumayı yazmayı sökmesine az kaldı. Okurken ikinci harfle başlatıyor kelimeyi sonra düzeltiyor. Yazarken de harf unutması var şimdilik. Ama şu da bir gerçek çok ağırız ve rahatız. Umarım bu hayatında başarısızlık getirmez oğluma.
Yoğun tempoya devam. Bu arada hepinizin geçmiş Kurban Bayramını kutluyorum. Geç oldu ama ne yaparsınız artık. Sağlıcakla kalın hepiniz.
12 Kasım 2008
Büyüyoruz
20 Ekim 2008
Bir Kaç Öneri
Sütünüzü artırmak için alacağınız en güzel besin su. Bol bol su içmeyi ihmal etmeyin. Ben Berke'de de Altay'da da özellikle emzirirken dudaklarım kurumuş gibi hissettim. Meyva suyu, özellikle kayısı bağırsaklarınızı çalıştırmak açısından yararlı. Eğer incirle aranız iyi ise mevsimine göre kurusunu veya yaşını mutlaka tüketin. İncirin süt arttırıcı özelliği var. Tam oluyorsunuz bir montofon :)
Emzirmek gerçekten kilo vermenizi çok kolaylaştırıyor. Doğumda aldığım 12 kilonun yaklaşık 10 kilosunu şimdiden verdim. Daha 1 ayımızı doldurmadık. Gerçi meme uçlarınız başta çok açıyor. Acı içinize oturuyor, bu bir gerçek ama yapacak bir şey yok. Ben bunun için Garmastatin isimli bir merhem kullandım. Ama size kakao yağınıda önerebilirim. Yararını göreceksiniz emin olun.
Şimdilik öneriler bu kadar. Faydalı olabildiysem ne mutlu bana.
11 Ekim 2008
Hoşgeldin Altay
Hamilelikte toplam 12 kg aldım vede şu ana kadar yaklaşık 10 kgsunu verdim. Bunda en büyük etken emzirmem vede çok fazla su tüketmem.
Sağdan soldan anca bu kadar bahsedebildim şimdilik.Gelişmeleri ileride anlatırım.
Herkese tekrar teşekkürler ederim. Tek tek isim sayamadım . Yanımda olduğunuz vede beni yalnız bırakmadığınız için.
29 Eylül 2008
Hayata Yeniden Merhaba
Bana yorum bırakan ve iyi dileklerde bulunan herkese çok teşekkür ederim.
22 Eylül 2008
Doğuma Gidiyorum
14 Eylül 2008
Şimdi Okullu Olduk
Şimdilik yine bu kadar. Doğuma az kaldı ama benim için bayağı zorlu günler ama atlatacağım Allah'ın izniyle..
30 Ağustos 2008
Bebekler sıra sıra
Benden diğer haberlere gelince efendim... Doğuma şunun şurasında yaklaşık 1 ay kaldı. Ama ben Ramazan Bayramı öncesi kucağıma alırım diye düşünüyorum. 24-25-26 Eylül gibi. Zaten Berke'de sezeryan olduğu için bu bebeğimde sezeryan olacak. Ama zor yürüyorum artık. Malüm kilolu kaldık hamileliğe :))
Berkem, baldan tatlı oğlum bu sene ilkokula başlıyorrr. Heyecanlıyız hepimiz.
Annemide taşıdık sonunda Eskişehir'e..
Havadisler bu kadar.
4 Haziran 2008
Geldim mi?
1- Evimizi boya yaptırdık. Bu halimle nasıl olduğunu anlayın bir zahmet. Ama sağolsun kayınvalidemler çok yardımcı oldular. Birde yerleştirmesi işi vardı elbet, hala devam ediyor desem yalan olmaz.
2- Oğlum su çiçeği çıkarttı. Gerçi hafif atlattı ama, bir hafta sonrasında bir enfeksiyon kaptı nedeni belli olmayan. Ateşi düşürene kadar mahvoldum. 40 dereceyi bulduğu anlarda kafayı sıyırıyordum. İşin açığı doktorumuzun verdiği ne ilaç nede 1 adet penisilin iğne fayda etmedi, sonunda augmentin yarar sağladı.
3- Hamilelik süresince her gün kendime iğne yapmak durumundayım. Kanımın sulanması açısından bu gerekli imiş. Ama artık çok zor gelmeye başladı. Yanılmıyorsam 120 felan oldu sayısı. Yaa sabırdan başka seçeneğim yok. Bebeğimizin cinsiyetini elbette öğrendik. Önce bir şok yaşamadım desem yalan. Sanırım kendimi kıza alıştırmışım. Hani ye ekşiyi doğur ayşeyi lafı var ya. Yalan. Yediğim ekşilerin hepsi boşa gitti. Kısmetse bir oğlumuz daha dünyaya gelecek. Ekim 9 gibi bir tarih var ama ben bayramda dünyaya gelir diye düşünmüyor değilim. Berke içinde 14 nisan demişti doktorum, 5 nisan doğumlu oldu. Şu anda kıpır kıpır içeride. Aldığım kiloya gelirsek , 5 aylık hamileyim ve baştan beri aldığım kilo sadece 4. Şaşılacak bir durum. Sevgili Açalya'nın demesiyle "yumurta mı doğuracan?" Bu bir bakıma iyi. Son aylarda daha fazla alınıyor çünkü. Ben 10-15 kg alarak bitirmeye razıyım. Ama bir sorunum var karın içindeki su miktarı az. Bu nedenle iş yapmam yorulmam vede oturmam bile yasak. Ayaklarımı uzatarak oturuyorum. Su içmeyi arttırmaya çalışıyorum bakalım artık.
4- Sevindirici bir haberde oğlum alt iki dişini kendi çıkarttı . Alttan diğer dişleri geliyordu zaten.
5- Son haberim de, annem Eskişehir'e yerleşmeye karar verdi. Yani yakınımda oturacak artık ve benim aklım Ankara'da kalmıyacak. Her an gözümün önünde olması çok iyi olacak. Onun açısından da bir bakıma iyi oldu. Ama 66 yaşına kadar Ankara'da yaşayıp şehir değiştirmek anneme çok zor geleceğini biliyorum.
En son da, bir önceki yazımda kıymalı poğaça tarifimi istemiştim. Teker teker verilen tariflerin hepsi denendi. Herkese çooooook teşekkür ederim. Sağ olun var olun.
Bana erkek isimleri gönderirseniz sevinirim. Çünkü ikinci erkek olunca isim koymak bayağı zor.
Ara verip yazamazsam kusuruma bakmayın ne olur. Sadece maillerime bakabiliyorum ve gelen yorumlarıma. Ben inanıyorum yalnız bırakmazsınız beni. Sevgili Biyo'nun son yazısında bahsettiği gibi " sanal arkadaşlıklar" Bu çok önemli gerçekten. İyi günlerde kullan sevgili Biyo. Gönderen kişi çok düşünceliymiş gerçekten.
Hepiniz sağlıcakla kalın.
16 Nisan 2008
Yardım
Ha kimileri diyebilir. Hazır alıver diye. Olmuyor arkadaş. Burada hiç bir yerde yapan yok benim istediğim gibi.
Tarifleri bekliyorum...
26 Mart 2008
TIĞ İŞİ ŞAL
Verdiğim aranın fazla olduğunu biliyorum, ama ne yaparsın işte hamileyiz ya. Sevgili Biyo'nun o güzel yazısını bile pas edemedim. Kusuruma bakma Biyocum. Yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum arkadaşım. Bunun için çok geç kaldım ama anlayışla karşılacağını umarım.
Daha önceden bahsetmiştim. Korkuyordum. Neden mi? İlk üç ay içerisinde herhangi bir şey olmasından esasında. Ama şimdilik herhangi bir şey yok. Hamileliğe devam. Allah tamamını erdirsin diyoruz. Bu arada ilk üç ayda hiç kilo almadım, bu benim için çok sevindirici bir olay ve acayip derecede ekşili gıdaları yiyorum. Tatlıya bayılan ben ağzıma koyamıyorum. Şükür ne bir bulantım var, nede başka bir şey. Sadece uyku, bu da çok normal. Son testlerimde amniosenteze de ihtiyacım olmadığını söyledi doktorum. Yapılan kan testlerimin sonuçları bunu gösteriyor. Bende istemiyordum işin açığı. Neyse kısaca hamileliğimden haberler bu kadar. Tabi bu arada Aslı boş durmaz yaptı bir şeyler. Aşağıda resimleri olan şalı yaptım. Annemde çok beğendi bende O’na verdim. Kendime pembe renk yapmaya niyetim var. Sonra görüşürüz. Hepiniz sağlıcakla kalın.
25 Şubat 2008
GERÇEK BİR ÖYKÜ II
Yıllar yılları kovalar ve kız evlenir, mutlu bir evliliği vardır. Birde oğlu olmuştur. Dünya tatlısı. Hayat devam etmektedir.
Günler günleri kovalar. Kafasında biriken sorular cevaplanmadığı için, hep bir merak vardır, neden? Elinde bilgisayar vardır. Bir gün düşünür,” nete girsem de bir aratsam” der babasını. Babasının ismini yazar ve önüne bir iki net sayfası çıkar. Mail adresi de vardır. Hemen tutar mail atar babasına. Kafasında soruları olduğunu, nereli olduğunu bile bilmediğini ve varsa başka kardeşlerinin kendisinden haberdar olup olmadıklarını. Mailine cevap iki ay sonra aniden gelir.
Karşısındaki insan elbette şaşırmıştır. Sorularına cevaplarını alır uzun bir süre sonra. Kız ısrarla sorar. Bilmektedir iki kardeşi olduğunu. Ne olursa olsun anne ayrı baba birde olsa kardeşleri vardır.
Kız yok sayılmıştır. Kardeşlerine hiçbir şekilde O’ndan bahsedilmemiştir, yani yok sayılmaya çalışılmıştır. YOK. Bunu asla kabul edemez. Babasıyla Msn de görüştüğü bir anda kardeşlerinin yaşları hakkında bilgiyi zorlada olsa öğrenir. Sonrasında, “bakalım der, bulduk nasıl olsa peder beyi, belki buluruz kardeşlerimizide”.
Facebook çok gündemdedir, aratır bir gün ve karşısına 3 kişi çıkar. Sadece bir kişinin doğum tarihleri tutmaktadır. Kız bir mesaj atar ve sorar. Bulduğu kişi gerçekten kardeşidir. Mailleşmeler devam eder. Kız annesini ziyarete Ankara'ya geleceğini, bu sayede görüşebileceklerini söyler. Anlaşırlar ve buluşurlar. İkisi de çok heyecanlıdır. Çünkü 37 sene tek kardeş olarak kendini bilmiş ve öyle yaşamıştır. Kardeşi de bir ablası olduğunu yeni öğrenmiş ve bunun neden olduğunu anlamaya çalışmaktadır. Ama bu arada da çok şaşırmış ve heyecanlanmıştır.
Her ne kadar kızın babası saklamaya çalışsa da buluşma gerçekleşmiştir. Yani iki kardeş seneler sonra buluşmuş ve karşılaşmıştır."
Benim kardeşimi arayıp da bulmam, bazılarından intikam alıp acı çektirmek asla değildi. Amacım; var olduğumu bildirmekti. Birde bir süre önce haberlerde okuduğum bir haberin, benim hayatımda gerçekleşebilme ihtimaliydi. Bu haber şöyle..
İngiltere'de ikiz kardeşler doğar doğmaz başka ana babalara evlatlık olarak veriliyorlar. Biri erkek biri kız. Seneler sonra iki kardeş, kardeş olduklarını bilmeden birbirlerini seviyorlar ve evleniyorlar. Olay bir şekilde ortaya çıkıyor ve hükümet bu evliliği yok sayıyor. İki insanın hayatları da böylece mahvoluyor. Olmaz olmaz dememek gerek. Herşey olabilirdi.
Kardeşlerimin veya benim yaşayabileceğimiz sağlık problemleri olabilirdi. Her neyse. Olay böyle gelişti. Yani şu FACEBOOK nelere kadir? Kardeşimi bulmamı sağladı işte. Yani buluşmamızı. Şimdi görüşüyoruz ve birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Benzerlik olarak şunu söyliyebilirim. Göz rengimiz aynı. Benimde O'nun da ela. Gerçek bir öyküm bu kadar.
22 Şubat 2008
GERÇEK BİR ÖYKÜ I
"Yıl 1971.Mayıs ayı. Doğar bir kız çocuğu. Her çocuk gibi vardır ana babası. Görünürde iyi anlaşırlar. Yoktur bir sorunları. Ama günler günleri kovalar sorunlar başlar iki çift arasında. Herkes kendine göre haklıdır. Ama bir el hiçbir zaman şaklamaz. Yani bir işe yarayıp ses çıkartamaz. Adam sorunlarını dışarıda çözmeye çalışır. Kendine göre sorunları vardır. Çözmeye içki şişelerinin yardımcı olacağını sanır. Sağlar çözümde. Çözümsüzlüğün çözümünü. Ev tatsızdır. Şeker katsa şekersiz, tuz katsa yinede tuzsuzdur ev. Dizelerde dediği gibi;
Buzdan evimiz
Tuzdan ekmeğimiz
Şekerden aşkımız vardı
Ve
Bir gün
Yağmur yağdı.
Doğru işte. Yağmur yağmıştı yuvalarına. İki tarafta karşı tarafı suçlamıştı ve aradıklarını bulamamışlardı birbirlerinde. Her kadın gibi evliliği kurtarmaya çalıştı başlarda kadın. Ama adam bulmuştu başkasında sevgiyi. Yada bulduğunu sandı. Fazla dayanmadı bu yuva, bu çatırtıya. Doğan kız çocuğunu mu sordunuz? O bir şeyin farkında değildi aslında. Yada öyle görünmeye çalışıyordu. Anne babası yan yana geldiğinde, onları kucaklamaya çalışıyordu her beraber çektirdikleri fotoğrafta. Sanki kurtarmaya çalışıyordu çatırdayan yuvayı, çocuk aklı işte.
Günler günleri kovaladı. İlkokul çağına geldi kız çocuğu. Yuva dağılmış, herkes kendi yoluna gitmeye başlamıştı. Adam başkasında bulmuştu mutluluğu. Evlenmişti sevgiyi bulduğunu sandığı kadınla, kendince bulmuştu. Yani kendi yolunu kendince kurmuş, hayatına devam etmeye başlamıştı. Boşanmış olduğu kadın evinin tüm sorumluluklarını yerine getirme gayreti içinde hayat mücadelesine girişmişti. Hayat çok zor ve bir o kadar acımasızdı maalesef.
Kız çocuğu olanlara bir türlü anlam verememişti. Bir gün okul çıkışı pastaneye giderken bir arkadaşını görmüştü. Kız babasıyla beraber pastanenin yolunu tutmuştu. Düşündü bir an. Neden? Der kendi içinde. Neden bende böyle bir durum yaşayamıyorum? Benim babam neden yanımda değil. Çok üzülür. Çünkü O’nu arayıp soran bir babası yoktur. Annesi olayları anlatmıştır. Başlarda etkilenmemiştir kız, arayıp soranda yoktur ama O’nu. Ne yapmıştır ki babasına, nasıl bir hata işlemiştir ki, babası O’nu arayıp sormamıştır?
Yıllar yılları kovalar. Kız 18 yaşını doldurunca arayıp bulur babasını. Sormak istemektedir O’na yıllarca aranıp sorulmamasının nedenini. Telefonla görüşür. Aldığı çok basit cevaplar vardır. Bulamadım. Şimdi evlidir ve iki evlat sahibidir. Kendi hayatı düzenlidir ve bozmak istememektedir.
Evet sizlere iyi hafta sonları. Yazım hatalarım içim şimdiden özür dilerim.
21 Şubat 2008
BOYUNLUK
Bu boyunluk sevgili Ruşen'e doğum günü hediyem. Geçen cumartesi doğum günüydü. Kim bu bayan derseniz, kendisi benim eltim oluyor. Tekrar doğum günün kutlu olsun canımcım.
Gelelim boyunluğun tarifine. İpim kristal denilen parlak iplerden. 5 numara şişle ördüm. 35 ilmekle başladım ve selanik ördüm. Yaklaşık 150 gr ip gidiyor. O da selanik olduğu için. Belli bir miktar ördükten sonra 5'er ilmek ayırarak ördüm. Yani 5 ilmek ayırdım ve yükselttim.7 parçaya ayırdım. Şeritler elde ettim. Sonra yaklaşık 42 sıra ördükten sonra birleştirdim hepsini örmeye devam ettim. Boynunuzu saracak hale geldikten sonra, tekrar aynı şekilde 5'er ilmek 7 parçalı şeritler yaptım. Ama bu sefer diğer şeritlerin aralarından geçirerek (sepet şeklinde) bir alttan bir üstten olacak şekilde. Bütün şeritler tamamlanıp sepet gerçekleştikten sonra ilmekleri birleştirdim ve selanik örmeye devam ettim. Bittikten sonra süsledim. Üzerine güller yaptım. Ruşen çok beğendi. Palto üzerine atkı yerine hoş bir şey oldu bana göre.
19 Şubat 2008
12 Şubat 2008
SÜRPRİZ
18 Ocak 2008
Çok Zor
13 Ocak 2008
Volitan
Flemenko ve Türkü
9 Ocak 2008
Çerçeveli Resimler
Sitenin adresi http://www.10001downloads.com/index.php.
Resimlerinize çerceve ekliyebileceğiniz program ise Photo Frame Show 1.4 Build 152 .Graphics bölümü altında Photographic adjustment adı altında görebilirsiniz.
Bu programı indirdikten sonra bende önceden çekmiş olduğum bazı resimleri hemen çerçeveledim. İşte bazı örnekler sizlere...
Oğlum
Bu resimde bendeniz efendim. Geçen sene doğum günümde.