Hamileliği öğrenip, safha safha bunu yaşaması. Doğacağı günü sabırsızlıkla beklemek. Adını bile belirlemek. Alışveriş yapmaya başlamak. Ama nedensiz bir şekilde hamileliğin sona erdirilmesi gerektiğini öğrenmek. İçinizdeki varlığın, yaşayan, kalp atışlarını duyduğunuz, ultrasonografik fotoğraflarını gördüğünüz bebeğinizin bir nedenden dolayı enfeksiyon kapıp öldüğünü öğrenmek çok zor anlardan biri.
Adana'da yaşayan kuzenimin eşi tam 7,5 aylık hamileydi. Kuzenim benim için kardeş gibidir. Çok severim. Eşini de keza öyle. Hamileliklerini öğrendiğimde çok sevinmiştim. Mart başında doğumun gerçekleşmesi bekleniyordu. Hele kuzenim çok heyecanlıydı eşi hamile olduğu için. Sanki eşi değil de o hamileliği yaşıyordu. Eşinin üzerine çok düşüyordu, hamileliğini çok rahat yaşamasını istiyordu. Bu olay her ikisi içinde çok büyük bir yıkım oldu.
Olayı öğrendiğimde şok oldum diyebilirim. Oğluma hamile kalmadan önce başımdan iki hamilelik geçmişti. Ama nedendir bilinmez; ilk hamileliğim 8 haftalıkken bebeğin gelişimi olmadığı belirtilerek sonlandırıldı, yani küretaj oldum. Sonrasında benim ve eşimin tüm genetik testleri yapıldı, herhangi bir neden var mı araştırma yoluna gidildi. Testlerimiz her ikimizin de temiz çıktı. İlk hamileliğimin sonlandırımasından çok kısa bir süre sonra (yaklaşık 3 ay sonra) tekrar bir hamilelik yaşadım. İlk başlarda hamileliğim çok iyi gidiyordu. 10. haftaya geldiğimizde başta duyduğumuz kalp atışlarını bir anda duyamaz olduk. Bebek içimde ölmüştü ve tekrar bir küretaj yaşamam gerekiyordu. Bu ne demekti; ben bir katildim ve içimde bir canlı barındıramıyordum. Allah böyle bir olayı hiç bir kadına yaşatmasın. Psikolojiniz tamamen bozuluyor. Sanki sizi uçurumdan itiyorlar ve sonu yok, düşüp duruyorsunuz. Doktoruma sonuna kadar güveniyordum. Bir kadın için çok önemlidir Kadın Doğum Doktoru. Evliliğim başından beri aynı doktora gidiyordum. Güvensizliğim söz konusu değildi. Bana doktorunu değiştir başka doktora git dendi. İnsanları üzmemek için gittim. Ama sonunda küretaj oldum. Sonrasında yaşanılanlar çok acı. Genetik olarak bir problem yok ama yaşanılanlar ortada. Ben anne olamıyacağım diyordum kendi kendime. Kendi içimde yaşıyordum acılarımı. Başkalarıyla paylaşmak zor geliyordu.
Annem Ankara'da bir jinekologtan randevu alıp muayene olmamı istedi. Yapılan tüm testleri yanıma alıp doktorun masasının karşına oturdum. Tüm testleri inceledikten sonra bana doktorun dedikleri hala kulaklarımda:
"Tüm testleriniz temiz. Evlendiğinizde çiftler birbirlerine bir alışma devresi geçirirler. İnsana böbrek nakli yapılacağı zaman, nasıl uygun olanı bulmak için uğraşılırsa bunu da öyle düşünmen gerekir. Fiziksel olarak birbirinize uyum sağlasanızda, biyolojik olarak birbirinize adapte olamamışsınız. Bunun yanında sana diyebileceğim başka bir şey daha var. Allah; kadına, çok özel bir yeti vermiştir. Eğer yaşamış olduğun bir hamilelikte, dünyaya getirmeye hazırlandığın bebek, başlarda ( yani ilk üç ay içerisinde) sağlıklı değilse kadın vücudu bunu elemine eder, yani eler. Bir şekilde bebeğin yaşamına son verir. Elbette bunu kadın bilerek ve istiyerek yapmaz. Bu istemsiz olarak yapılır."Bana kısaca doktorun söyledikleri bunlardı. Beni muayene bile etmemişti doktor. Ama çok büyük bir rahatlama olmuştu içimde. Eskişehir'e döndüm. Düşünmemeye çalışıyordum artık yaşadığım hamilelikleri ve küretajları. Her şeyi oluruna bırakmıştım. 1 veya 2 hafta içerisinde şüphelenmeye başladım hamilelikten ve direkt doktoruma gittim. Test bile yapmadım. Bana idrar testinden sonra güzel haberi verdi. Hamileydim. Yani ben Ankara'da ki doktora muayene için gittiğimde zaten hamileymişim. O andan itibaren karar verdim. Artık nete girip bebeğim ne kadar oldu diye bakmıyacaktım. Alışveriş yapmıyacaktım. İlk üç ay nasıl geçti anlatamam. Benimle birlikte doktorumda aynı şekilde diyebilirim Üç ay geçince bana aynen şunu söyledi "bu son hamileliğin de böyle olursa sana nasıl söyliyebilirim diye düşünmüyor değildim. Ama o kısmı atlattık artık, derin bir nefes alabiliriz."
Ve sizlerinde bildiği gibi yaşam sevincim, oğlum, baldan tatlım Berke'mi dünyaya getirdim. Allah uzun ömürler versin benim oğluma ve hepimizinkine.
Kuzenimin eşinin yaşadıklarını çok iyi anlıyabiliyorum. Ama onunki daha acı esasında. Bebeği sezeryanla alma durumundalar. Hatta bu postu yazdığım sıralarda belki de operasyonla alınmıştır bile. Hamileliğiniz sonlanıyor, sezeryan oluyorsunuz, lohusalık dönemi yaşıyacaksınız ama ortada bebek yok. Ama ben inanıyorum ki onlar bunu atlatacaklar ve yeniden bebek sahibi olacaklar. Birbirlerine olan sevgileriyle bunu aşacaklar. Aşmak zorundalar. Geçmişler olsun ikinizede canlarım.